Jeopolitik bir gelişme sonrası, medyada artış gösteren ve iktisadi okuryazarlık seviyesi tam olarak oluşmamış tasarruf sahibi yatırımcı dostları yanıltarak ülke kaynaklarını kendi çıkarları için heba eden sözde finansal uzmanlar konusunda sizleri aydınlatmak ve uyarmak istiyorum.

Tasarruf sahiplerini yönlendirmeye çalışan finans dünyasında esasen iki tür uzman vardır. Birisi ciddi bir eğitim alarak ve saha tecrübesine de sahip olarak, ekopolitik verilere dayanarak analizler yapıp öngörülerini sıralayan, ama bunların sınırlarını da iyi bilen, yani yanılabileceğini de kabul eden analistler; diğeri ise temel iktisat ve uluslararası siyaset eğitimi olmadığı için bilimsel yöntemlere pek itibar etmeyip (veya varsa bile buna önem vermeyen) ve sağdan soldan edindiği değerlendirmelerden enteresan olanları dillendirerek taraftar toplayan, ama yalnızca doğru çıkan tahminlerini hatırlatarak kendini yanılmaz göstermeye çalışan, ama çoğunlukla ya kendine yada beslendiği bir sektöre çalışan sözde ekonomistler!

Şu çok iyi bilinmelidir ki gerçek uzmanlar çok ciddi eğitim almışlardır ve saha tecrübesine sahiptirler, dolayısıyla oldukça karmaşık jeopolitik meseleleri ve piyasa dinamiklerini anlamaya çalışıp bunlardan sonuçlar çıkarmaya çalışırken, belirsizliği bir gerçeklik olarak kabul ederler ve tahminlerini olasılıklar çerçevesinde sunarlar; yani “şu yükselecek, bu düşecek” gibi kesin hükümler vermezler. Bu tür uzmanların değerlendirmelerini paraya tedavül etmek gibi bir dertleri de yoktur, öncelikleri daha çok topluma hizmettir.

Finansal okuryazarlığı düşük toplumumuzda kolaylıkla kendine yer edinebilen 2. grup sözde uzmanlar ise, bilginin peşinde değil, haklı çıkmanın peşinde koşan ve piyasaların doğasındaki kaotik yapıyı görmezden gelenlerdir. Bu uzmanlar (!), yatırımların öncesinde değil, çoğunlukla olaylar gerçekleştikten sonra "ben demiştim" cümlelerini kurmakta öylesine mahirdir ki, herkesi şaşırtıp inandırıcı olabilirler. Ama bu tür tavsiyeler, bildiğiniz gibi yatırım yaptıktan sonra değil, öncesinde verilir; yani geçmişi değerlendirmek kolaydır, önemli olan belirsizliği yoğun olan geleceği öngörebilmektir. Örneğin 2 gündür yaşanan savaş başladıktan sonra yapılan yorumlar değil, öncesinde yapılan değerlendirmeler daha önemlidir, yani bu çatışmanın başlayabileceğini öngörebildi iseniz değerli bir uzmansınız demektir.

Piyasalar çöktüğünde veya olağanüstü bir hareket olduğunda sözde uzmanları medya da birden çok görmeye başlarsınız, çünkü insanlar tedirgin, medyada bunu istismar etmeye hazırdır. Genellikle ellerinde geçmişte zikrettiği eski bir değerlendirme ile tüm bu gelişmeleri nasıl önceden bildiklerini anlatır dururlar. Ama hatalı değerlendirmelerine hiç değinmezler! Aynı dönemde savurdukları onlarca felaket senaryosunu, başarısız öngörüyü ve tamamen yanlış analizi ustalıkla halının altına hemen süpürüverirler!

Bu tür sözde uzmanların favori cümlesi; "Geçen ay/hafta bunu dediğimde kimse beni dinlemedi." Yani 20 farklı senaryodan bahsedip, gerçekleşeni hatırlatıp, diğerlerini unutturmak konusunda oldukça marifetlidirler.

Bu tür youtube’dan veya başka yollardan milyonlar kazanan sözde piyasa uzmanları, aslında modern çağın falcılarından farksızdır. Tek farkları, kahve fincanı yerine grafiklere, el çizgileri yerine kişisel öngörüsüne dayanak sağlayan ekonomik göstergelere bakmalarıdır. Ama falcı gibi her ikisi de, yeterince muğlak konuştukları için her zaman haklı çıkabilme gibi bir özelliğe sahiptirler. Örneğin "Piyasalarda yakın zamanda önemli hareketler görebiliriz" demek, falcının "hayatınızda yakında değişiklikler olacak" demesinden farksızdır.

Her iki çıkarımda da, yatırımcının esas beklediği sorunun cevabı yoktur; yani piyasanın ne zaman, ne yönde ve ne şiddette değişim göstereceği belirsizdir. Ama olaylar gerçekleştiğinde, "işte tam da bundan bahsetmiştim" diyerek hafızası güçlü olmayan insanları kolaylıkla manipüle edebilirsiniz!

Bu tür uzmanlar için alınan lisans ve lisansüstü eğitimin ve yaşanan tecrübenin önemi, bilginin derinliği, analizin tutarlılığı veya düşünce sistematiğinin sağlamlığı pek önemli değildir; önemli olan tek şey, doğru tahmin etmiş görünmektir. Bu sözde uzmanların en sevdiği şey, kesin tarihler vermeden, muğlak zaman aralıklarında, belirsiz olayları öngörmektir. Örneğin "Önümüzdeki aylarda bir düzeltme görebiliriz" demek, meteorolojinin "önümüzdeki günlerde yağış olabilir" demesi gibidir, nasıl olsa bir gün yağmur yağacaktır, dolayısıyla ne zaman yağmur yağsa haklı çıkarsınız. Yada insanlar bu söylediğinizi nasıl olsa hemen unutup gideceklerdir.

Gerçek bir ekopolitik uzmanı, ekonomist, akademisyen veya bir analist, "ben demiştim" cümlesinin peşinde asla koşmaz. Bilimsel verileri analiz eder, olasılıkları tartışır ve sadece öngörülerini açıklar, en önemlisi yanılabileceğini peşinen kabul eder.

Eğer bir uzman, sürekli olarak kendi kehanetlerini hatırlatıyor ve asla hatalarını anmıyorsa, o kişi muhtemelen bilginin değil, ego tatmininin peşindedir. Bu tür sözde uzmanların inanın tek derdi vardır; fikirlerini paraya tedavül etmek. Eğer ciddi yatırımcılarca dikkate alınmış olsalardı, ya önemli bir yatırımcının profesyonel bir çalışanı, yada kendi finansmanını yöneten bir şirket sahibi olurlardı. Dolayısıyla bu tür sözde uzmanlardan doğru tahminler elde etmeniz mümkün olmadığı gibi, eğer bunları dikkate alırsanız elinizdeki ve avucunuzdakinden de olabilirsiniz, dikkatli olmanızı öneririm.