Gözden kaçırmayın

Emirdağ, Uluslararası Yatırım Heyetini AğırladıEmirdağ, Uluslararası Yatırım Heyetini Ağırladı

İşte Gazeteci Sezer Küçükkurt'un o yazısı...

RÜŞVETİN BELGESİ Mİ OLUR?

Başlıktaki bu cümle tarihe geçmiş bir cümle…

Türkiye bugünlerde İstanbul başta olmak üzere Türkiye’nin dört bir yanından gelen yolsuzluk skandallarını konuşuyor. 

Elbette ki, bu yolsuzluk davalarını ilk kez yaşanmıyor. 

Mesela bizim aklımızın erdiği 1990 yıllarda “Rüşvetin belgesi mi olur pezev..?” sözleri o yıllara damgasını vurmuştu.

Dönemin büyük işadamlarından, Eska inşaatın sahibi Selim Edes Emlakbank’a yaptığı inşaat ve sattığı arsanın bedeli olan 120 milyon doları tahsil etmek istemiş, Emlakbank Genel Müdürü Engin Civan da bunu 3,5 milyon dolar rüşvet karşılığında yapacağını söylemişti. Civan’a istediği rüşveti veren Edes yine de parasını alamamıştı. Dönemin yer altı isimleri araya girmiş ve Edes’in azmettirmesiyle Engin Civan vurulmuştu. Ve “Civangate” olarak tarihimize geçen skandal da böylelikle patlak vermişti. 

O duruşmalarda söylenen bir söz dünya rüşvet tarihine geçmişti. “Ne rüşveti, belgesini göster” diyen rüşvetçi bürokrata işadamının cevabı “Rüşvetin belgesi olur mu pezevenk!” cümlesi olmuştu…

Bu cümle Türkiye'deki yolsuzlukların simge cümlesi haline geldi. Bugün de haklarındaki onca iddiaya karşılık “İspatla” ya da “Belgen var mı” diyenlere karşılık o eski işadamının sözlerini söylemek geliyor insanın içinden: “Rüşvetin belgesi mi olur, be şaşkın? Alan aldığını, veren verdiğini belgelemek ister mi hiç?”

 

 

Yol arkadaşları birbirini suçluyor, “kötü” biz oluyoruz

Geçiyoruz bir başka konuya…

Afyonkarahisar Belediye Başkanlığı yapan çok isim gördük. Rahmetli Erdal Akar’dan itibaren şahsen tanıdığım, mesai yaptığım belediye başkanı çok oldu. Kocatepe Gazetesi’nin belediye başkanları ile olan geçmişi ise doğal olarak çok daha uzun.

Kocatepe de, bendeniz de dönemin belediye başkanları ile bir çok kez “Fikri” mücadeleye girdik. Pek çoğunda haklı çıktık. Çünkü biz kamunun hakkını savunmaya çalışıyorduk. Belediye’den ya da siyasilerden hiçbir şahsi, ticari vs. talebimiz olmadı. Mücadelemiz ve kavgalarımız hep “kamu hakkı” üzerine idi.

Biz hep hemşehrilerimiz adına doğruyu söylemeye çalıştık ve her seferinde birileri tarafından “kötü” ilan edildik. Doğruyu söyledikçe kötü olduk. Ne mutlu ki, zaman hep bizi haklı çıkardı.

Ama üzülerek belirtmemiz gerekir ki; Afyonkarahisar Belediyesi yönetimlerinin hiç birisi bugünkü kadar “saçma ve tutarsız” icraatlara imza atmamıştı. Bugünkü kadar toplumu bölen, öteleyen, ayrımcılık gösteren bir yönetim tarzı hiç sergilenmemişti.

Hele ki bu kadar erken bir süreç içerisinde yolsuzluk ve usulsüzlük iddialarına muhatap olan bir başka Afyonkarahisar Belediyesi yönetimi hiç olmadı.

İşin ilginç tarafı ise, bu iddiaların kendi partilileri, yol arkadaşları, ekipleri tarafından dile getiriliyor olması.

***

Şimdi de dönemin CHP İl Gençlik Kolları Başkanı tarafından ortaya atılan “60 milyonluk yolsuzluk” iddialarını dile getirdiğimiz için yine birileri tarafından “kötü” ilan edilmeye çalışıyoruz.

Ne yapmıştık biz? 

Hatırlayalım, yayınladığımız haber şu içerikten oluşuyordu:

Afyon Belediyesi Ve Chp'de Şok İddialar

Cumhuriyet Halk Partisi Afyonkarahisar İl Gençlik Kolları Başkanı Av. Muhammed Turalı, parti içerisinde ve Afyon Belediyesi'nde yaşanan, birbirinden vahim iddiaları gündeme getirerek yaşananları CHP Genel Merkezi'ne de taşıdı. Turalı, Belediye'de imar uzlaşması için Yasin Köksal tarafından 60 milyon TL istendiğini, anlaşma olmayınca kendisine olmadık iftiralar atılmaya başlandığını dile getirdi. Halen tehdit edildiğini anlatan Gençlik Kolları Başkanı, konuların CHP İl Yönetimi tarafından da bilindiğini söyledi.

Cumhuriyet Halk Partisi Afyonkarahisar İl Gençlik Kolları Başkanı Av. Muhammed Turalı, CHP Afyonkarahisar İl Gençlik Kolları seçimi öncesinde kendine yönelik baskı ve iftiraları gündeme getirerek şikayetçi oldu. Turalı’nın şikayetçi olduğunun öğrenilmesi üzerine Turalı ve şikayetçi olduğu taraflar CHP İl Başkanlığı’nda bir araya getirildi, orta yol arandı. 

CHP Afyonkarahisar İl Gençlik Kolları Başkanı Av. Muhammed Turalı, birbirinden vahim iddiaları gündeme getirdiği şikayet dilekçesini geri çekse de dilekçede yazılanlar kamuoyunu uzun süre meşgul edeceğe benziyor. 

İDDİA: KÖKSAL, BENİ KAPI DIŞARI ETTİ

CHP Afyonkarahisar İl Gençlik Kolları Başkanı Av. Muhammed Turalı, seçim döneminde Gençlik Kolları olarak gayretle çalıştıklarını ifade ettiği dilekçesinde Afyonkarahisar Belediye Başkanı Burcu Köksal’ın kendisini makama çağırıp kovduğunu öne sürdü. Turalı’nın iddiası şöyle:

“13 Eylül 2024 tarihinde şahsım olarak Belediye Başkanı Burcu Köksal’ın özel kalem müdürü tarafından aranarak saat 11'e kadar makamda olmam gerektiğinin belirtilmesi üzerine saat 10.45’te Belediye Başkanlığında oldum. (Bu hususta şunu belirtmeliyim ki hem şahsım hem de gençlik kollarımız olarak yerel seçim zaferinden bu yana defalarca randevu ve görüşme talep etmişsek de hiçbir şekilde hayırlı olsun demeye bile randevu alamadık.) Makam odasına girdiğimde selam vermeme dahi fırsat verilmeden belediye başkanı Burcu Köksal tarafından ‘Sen gençlere seçim döneminde çalışmayın, broşür dağıtmayın demişsin, ne haddine de benim yanımda poz vermek istiyorsun’ denilerek bir kelime dahi konuşmama fırsat verilmeden odadan kovulmuş bulunmaktayım ki bu olay bardağı taşıran son damla olmuştur.”

İDDİA: UZLAŞMA BEDELİNİN 4 KATINI İSTEDİLER

CHP Afyonkarahisar İl Gençlik Kolları Başkanı Av. Muhammed Turalı’nın başka bir iddiası da Belediye Başkanı Burcu Köksal’ın eşi Yasin Köksal ile ilgili. İşte o cümleler:

“Gerek partimiz gerek de belediye başkanlığı nezdinde fiili yönetici kişi Burcu Köksal'ın eşi Yasin Köksal’dır. İş bu kişi milliyetçi kesimde siyaset yapmış, faaliyet göstermiş bir kimse olup şu anda hem partide hem de belediyelerde en çok sözü geçen, emir veren kişi sıfatındadır.

Tarafımla, Yasin Köksal arasındaki uyuşmazlık, yerel seçim zaferinin hemen sonrasında yaklaşık 10 Nisan tarihlerine başlamıştır. Şahsım olarak o tarihlerde stajyer avukat olarak görev yapmaktaydım ve vekilliğini yaptığımız bir şirketle belediye arasındaki imar planından kaynaklanan uyuşmazlığın 15 milyon bedelle çözülmesine anlaşılmasına rağmen Yasin Köksal ve Yüntaş Genel Müdürü Kemal Doğan (ki bu kişi yerel seçim döneminde Burcu Köksal'ın şoförüdür) yerel seçim sonrasında ortaklaşa bir şekilde müvekkilden 60 milyon TL’yi Yüntaş’ın hesabına yatırması, aksi taktirde kepçelerle girileceğinin söylenmesi akabinde tarafımızın hukuki süreçle dahil olmasıyla, işlem durdurulmuş aramızda husumet başlamış iş bu tarihten bu yana tarafıma kin ve düşmanlık gütmeye başlamıştır.”

İDDİA: OLMAYAN VİDEOLARLA İFTİRA ATIYORLAR

CHP Afyonkarahisar İl Gençlik Kolları Başkanı Av. Muhammed Turalı, Gençlik Kolları seçimlerinden çekilmesi için kendisine ve Merkez İlçe Gençlik Kolları Başkanı’na iftiralar yöneltildiğini ve baskı yapıldığını öne sürdü. İşte o iddia:

“Yasin Köksal isimli kişi geçmişteki sağcı bağ ve bağlantılarını belediye ve parti içerisinde kullanmaya başlamış ve bunu en sert bir şekilde tarafıma yöneltmiştir. Şahsım olarak Afyonkarahisar Gençlik Kolları İl Başkanı ve mevcut adayıyım. Parti içerisine yerleştirilen ülkücü kişi ve gruplar alenen yalan haberlerde bulunarak şahsımı lekelemektedirler. Şöyle ki:

Yasin Köksal kontrolündeki Hikmet Kaya ve gayri meşru ekibi, yine Hikmet'in yeğeni olan Sena Baki'yi Gençlik Kolları Başkanı olarak hazırlamaktadırlar. Elbette ki demokratik seçim nezdinde çok adaylılık esastır ancak iş bu adaylık hem şahsıma hem de merkez ilçe gençlik kolları başkanımıza kara leke atılarak kuvvetlendirilmeye çalışılmaktadır. İlki 20 Ağustos tarihinde, Gençlik Kolları üyemiz Akil Onur Gür, Hikmet Kaya tarafından aranarak ‘Muhammed ve Asım’ın elimizde uyuşturucu içtiğine dair videoları, kanıtları var’ demesi üzerine kara süreç başlamıştır.

Akabinde yine parti üyelerimiz Emrah Erbaş ve Muzaffere Altınok olmak üzere bir çok üye hem Hikmet Kaya, hem Sena Baki hem de HalkLis II Başkanı Halil İbrahim Örengöl tarafından aranarak ‘Asım ve Muhammed’in uyuşturucu içtiğine dair video var şeklinde alenen iftiralar yaymasıyla hem şahsım hem mesleğim hem de siyasi yaşamım lekelenmektedir. İş bu hususun tarafımızca öğrenilmesi üzerine şahsım ve Merkez İlçe Gençlik Kolları Başkanımız derhal kan verme işlemimizi yaparak 13 Eylül 2024 tarihinde Afyonkarahisar Milli Birlik Karakolunda suç duyurusunda bulunarak ilgili kişilerden şikayetçi olduk.”

İDDİA: CHP İL BAŞKANLIĞI SESSİZ KALDI

CHP Afyonkarahisar İl Gençlik Kolları Başkanı Av. Muhammed Turalı, kendisine yönelen iftiraları CHP İl Başkanlığı’na ilettiğini ancak gereken cevabı alamadıklarını belirterek şu ifadeleri kullandı:

“Şahsım ve görev arkadaşım aleyhinde sahte bir şekilde elinde videoları olduğunu belirten Sena Baki isimli kişiye ulaşılarak videoların gönderilmesi istenmiş, ancak kendisi videoların basına verildiği haber hazırlandığını belirterek videoları vermekten geri durmuştur ki hiçbir şekilde video da bulunmamakta olup tamamıyla kendileri tarafından yalan iftiralarla dile getirilmektedir. Tarafımızca gerçekleştirilen şikayet üzerine şikayetçi kişilerle yaptığımız yüzleşmede yine bu kişiler kendilerinde video olmadığını, videodan haberdar dahi olmadığını hem bize hem de o masada olan Merkez İlçe ana kademe başkanımız Büşra Dişçioğlu'na beyan edilmiştir.

Şikayetçi olunan kişiler örgüt içerisinde kaos yaratmakta ve bunu kendilerine görev atfetmektedir. Bir diğer yandan ise 20 Ağustos tarihinden, son yaşanan olaylar olan 13 Eylül tarihine kadar tarafımızca iş bu kişilerin disiplin cezalarıyla cezalandırılması, partimizden ihraç edilmesi amacıyla disiplin dosyaları hazırlanarak 9 Eylül tarihinde İl Başkanlığımıza teslim edilmiş ancak ana kademe İl Başkanlığımız tarafından sürecin duyulmaması için yatıştırılacağı, şikayet edilenlerle görüşme yapılacağı belirtilerek hali hazırda disiplin başvurularımıza da işlem yapılmayarak tarafımıza yöneltilen iftiralara. yol açılmaktadır.”

***

İşte böyle…

CHP İl Gençlik Kolları Başkanı’nın CHP ve CHP’li Afyonkarahisar Belediyesi ile ilgili olarak gündeme getirdiği, Parti genel merkezine taşıdığı iddiaları yazmıştık.

Bakınız, tekrar dikkatinizi çekmek isterim. Bu iddiaların hepsi o dönemde CHP’nin İl Gençlik Kolları Başkanı tarafından gündeme getirildi ve böylelikle basına yansıdı. Eğer ki, CHP il Gençlik Kolları Başkanı Muhammet Turalı’nın dilekçe metni bizlere ulaşmasaydı bizim bu konulardan haberimiz olmayacaktı. Nereden bilebiliriz ki birileri anlatmadıktan sonra biz bu tür “ince” işleri?

Şimdi bunları yazdığımız için “kötü” ya da “suçlu” ilan edilmeye çalışıyoruz.

Geçmişte de doğruyu söyledikçe “kötü” olmuştuk. Üzgünüz, birileri için bundan sonra da “kötü” olmaya devam edeceğiz.

Kolej arazisinde neler oldu?

Bir başka konu…

Bundan yaklaşık 1 yıl önce Afyonkarahisar gündemini meşgul eden ve “yolsuzluk” iddialarına konu olan bir yer vardı. O yer neresiydi?

Eğer iddialar doğru ise, bugün İstek Okulları’nın bulunduğu alan. Eski ismiyle Doğa Koleji…

Peki burada son zamanda imar düzenlemeleri yapıldı mı?

Söz konusu okulun yapıldığı yerde bulunan ve imar planlarında “yol” ile “Yeşil alan” olarak belirlenen alanlar son yapılan imar düzenlemeleri ile okulun imar planına uygun hale getirildi. Yandaki fotoğraflarda bu düzenlemeleri görebilirsiniz.

Rüşvetin Belgesi olur mu? Biz Hazmetme değil, HAZZETME kısmındayız

Rüşvetin Belgesi olur mu? Biz Hazmetme değil, HAZZETME kısmındayızRüşvetin Belgesi olur mu? Biz Hazmetme değil, HAZZETME kısmındayızRüşvetin Belgesi olur mu? Biz Hazmetme değil, HAZZETME kısmındayız

Araştırıldığında okul alanındaki imar düzenlemelerinin “yasal” olduğu görülüyor.

***

Merak ediyoruz doğrusu; her “yasal” şey aynı zamanda “ahlaki” midir? Bu sorunun cevabını şimdilik kamuoyuna bırakıyoruz.

Hazmetmek mi?… HaZZetmek mi?

Dedik ya geçmişten bu zamana bir çok Belediye Başkanımız ile “fikri” mücadelelerimiz oldu. Çünkü bizim mesleğimiz “gazetecilik”…

Mesleğimizi sürdürürken 2024 mahalli seçimlerinde Afyonkarahisar Belediye Başkan adayı olmak da bize nasip oldu.

Milliyetçi Hareket Partisi’nin kurmayları tarafından aday adaylığı değil, direkt “Afyonkarahisar Belediye Başkan adaylığı” teklifi bize geldiğinde onur duyarak kabul ettik. Amacımız siyaseten de şehrimize hizmet edebilmekti. Süreci hep birlikte yaşadık, tekrar anlatarak sıkmayayım sizi.

Daha öncesinde de siyaset ile ilgili teklifler almıştık ama kabul etmemiştik. Bu dönemki kabulümüzden de hiçbir pişmanlık duymuyoruz, aksine onur ve mutluluk duyuyoruz.

***

Günümüze geldiğimizde, bizim gazetecilik adına attığımız adımlar birileri tarafından hep “adaylık” sürecimize bağlanmaya çalışılıyor.

Bir kez daha izah edelim: Evet, Türk siyasetinin nirengi noktalarından MHP’nin “adaylık” teklifini şeref addederek, onurla kabul ettik ve aday olduk. Adaylık sürecinde ekibimizle birlikte bir duruş göstermeye, bir misyonu temsil etmeye çalıştık. Ekibimizden hiç kimseye ve bize, en küçük bir yolsuzluk, usulsüzlük, ahlaksızlık suçlaması yöneltilemedi hamdolsun. Tertemiz başladık, tertemiz tamamladık.

Şehrimize dair 60’ı aşkın projeyi ortaya koyduk. “Bunları yapmaya çalışacağız” dedik. “Şehrin bunlara ihtiyacı var” dedik. Projelerin kaynaklarını, gerekçelerini, usullerini izah ettik, detaylandırdık.

“Hiçbir şey yapamasak dahi bu projeleri şehrin gündemine aldırmak memlekete hizmettir” düsturuyla bu çabayı gösterdik.

Sonuçta diğer adayların hepsi bizim projelerimizden alıntılar yaparak kamuoyunun önüne çıktılar. Maksat hasıl olmuştu. Şehre dair basın yoluyla gösterdiğimiz hedefleri siyaseten de tescil ederek şehrin gündemine aldırdık. Bundan da gurur duyduk, bunu onur saydık.

Ecdadımızın “Biz seferden sorumluyuz, zafer Allah’tandır” düsturu gereğince MHP camiası olarak, şehrimize katkı sunabilmek adına “Sefer bizden” idi… “Zafer’in Allah’tan” olduğunu özümseyen anlayışa sahip ekip olarak, tertemiz bir seçim süreci sonrasında hepimiz işimize-gücümüze geri döndük. 

Şimdi biz gazetecilik görevimizi yaptıkça “Aday oldu da onun için yazıyor” diyenlere şaşıyoruz.

Yahu be hey gafiller, doktor olan kişi aday olduktan sonra doktorluk yapmayacak mı? Önüne gelen başka partiden bir hastayı ameliyat etmeyecek mi? Avukat olan kişi, aday olduktan sonra duruşmalara katılmayacak mı? Kendisine oy vermeyen müvekkilin hakkını savunmayacak mı? Aday olan bir esnaf seçimden sonra müşterisine mal satmayacak mı, bu bizden bu değil diye dükkandan mı kovacak?

Siz nasıl bir mantık içerisindesiniz?

İşte hayatta olan eski Belediye Başkanlarımız var. Vefat edenlere Allah rahmet eylesin, hayatta olanlara hayırlı ömürler versin. Gidin onlara sorun! Onlara soramıyorsanız gelin açalım arşivlerimizi biz size gösterelim. Bugün yazdıklarımızı o gün de yazmamış mıyız? Eğriye eğri, doğruya doğru dememiş miyiz?

Bugün yaşananlar o gün yaşansaydı o zaman da yazacaktık. Yazdık da…

Biz birileri gibi “bildiklerini yazmayarak” ya da “yazarım haa” diyerek geçimini sağlayanlardan değiliz. Biz “bildiklerimizi, gördüklerimi yazarak” görevini yapanlardan olmaya çalışıyoruz.

Biz sizler gibi geçimimizi “siyasetten” sağlamıyoruz. Bir işimiz, görevimiz, sorumluluklarımız var. Adaylık bitti, işimizin başındayız.

Hasılı kelam; “Hazmetme” meselesine takılı kalanlar! 

Geçiniz o fasılları, biz “HaZZetme” faslındayız:) Sizi de bekleriz.

İlgilisine Not:

Bir de ilgilisine not:

Son mahalli seçimlerde FETÖ üyelerinin neredeyse tamamı oylarını hangi siyasi partide toplamışlardı? MHP’ye ve bize oy vermediler, eminiz. Seçim zamanında da, öncesinde de, sonrasında da yanımızda yöremizde hiçbiri yoklardı çünkü. MHP’ye tepkililerdi…

Dün ve bugün yanında, yöresinde FETÖ ile anılanları bulunduranlara yakın geçmişi hatırlatmak gerekiyor galiba… Unutmazlar da, işlerine gelmiyordur sadece…